Uras Vicdanli

25 Ocak 1986’da ev hanımı bir anne ve müzisyen bir babanın çocuğu olarak İzmir Bayraklı’da dünyaya geldi.

Yazma yeteneğini 12 yaşlarında izlediği çizgi filmlerin özetlerini çıkarıp, benzer hikâyeleri yazmaya başladığında keşfeden yazar, bunun için kendine küçük bir defter tutuğunu ve o deftere oluşturduğu kısa hikâyeleri yazarak yazın dünyasına adım attığını belirtiyor. Yaptıklarını annesine gösterdiğinde hiç ilgisini çekemediğini fark ettiği an defteri yırtıp attığını hatırlıyor.

Müzik alanında da ürünler veren Vicdanlı, bu yönünün gelişimini ve yolculuğunu kendi ağzından şöyle anlatıyor:

“Çocukluk yıllarımda babam düğünlere giderdi ve ben de ona yardımcı olmak için yanında düğünlere götürülürdüm. Düğünlerde para toplardım. Müziği düğünlerden tanıdım ve müzik denilen şey benim için sadece düğünlerden ibaretti. Babam beni yönlendirip enstrüman çalmaya yönlendirse de müzikle hiç ilgilenmedim, ilgimi de çekmedi. Çünkü bir enstrüman çalsaydım düğünde çalacağımı biliyordum.

Müzik serüvenim ise babamın müziği bırakmasıyla başladı. Babam müziği bıraktığında ben 18 yaşıma gelmiştim. İlk olarak bateri çalmayla başladım, ardından tesadüf eseri şarkı söyleme yeteneğim olduğu keşfedildi ve arkadaşlarla kurduğumuz grupta şarkı söylemeye başladım. 20 yaşıma geldiğimde ise gitar çalmayı öğrenmiştim. Kısa süre sonra ise kendi bestelerimi yapmak için çalışmalara başladım.”

Çocuklukta başlayan küskünlüğüyle uzun yıllar süren yazmama durumu 30 yaşına kadar süren Vicdanlı, sonrasında bu küskünlüğü bırakıp, yazınsal anlamda yoğun ve hızlı bir sürece girer. Onun için dünyayı yorumlama şeklidir yazının her türü. Yazar, halen, şiir, müzik, roman veya düz yazı türünde üretimleriyle ve yazıyı bir amaç olarak görerek, hayatını sürdürmekte.

Yine kendi deyişiyle;

“Hayatımı yazıyla değil, yazı için sürdürmekteyim.”