Elias Canetti - Ölüm Can Düşmanım - Sel Yayıncılık
Nobel Ödüllü Elias Canetti'nin yaşadığı ağır bir ruhsal sarsıntı neticesinde doğan Ölüm Can Düşmanım, dünyayı değiştirmeyi amaçlayan güçlü bir istenç, bir yaşam projesidir.
Canilerde, diktatörlerde, efsanelerde, dünya tarihine damga vurmuş kesitlerde, edebiyat ve filozofların görüş alışverişlerinde, kişisel deneyimlerde, anılarda, kalbi halihazırda atmayı sürdürenlerde ve yaşamın absürtlüğünde anlam bulan ölümün anatomisini çıkaran Canetti, ölüme dair insani bir korkunun aksine meşum bir nefretten beslenir ve ona karşı, canlıları bu dünyadan koparan yegâne katilmişçesine Don Kişotvari bir savaş verir. İsyanı ise elbette Tanrı'yadır.
Canetti'nin II. Dünya Savaşı'nın çetin ve amansız günlerinde başladığı, 50 yılı aşkın bir süre boyunca da hakkında yazmaktan geri durmadığı bu kışkırtıcı "anti-ölüm abidesi", terk-i diyar eylemişlere bir saygı duruşu, nefes alıp vermeyi sürdüren bizler içinse direnç kaynağı niteliği taşıyor...
Çevirmen: Ahmet Arpad
Sayfa Sayısı: 304
Aysun Kara - Dünyanın Orta Yeri - İthaki Yayınları
Uzakta, denizin ötesinde, zeytin ağaçlarının, telaşsız rüzgârın arasında, dağların ve çiçek kokularının gölgesinde bir köy. Tuhaf rüyaları, türlü maharetleri, farklı hikâyeleriyle kimi tanıdık kimi yabancı insanlar. Gizemli bir kaza sonucu köye misafir olan iki adam ve suyun yatağında usulca akışına benzeyen yolculukları.
2010 Orhan Kemal Öykü Ödülü sahibi Aysun Kara, bu sefer Dünyanın Orta Yeri isimli romanıyla buluşuyor okurla. Sırtını tek bir hikâyeye yaslamak yerine, bizi farklı insanların dünyalarına dâhil ederek bir bütün oluşturmayı yeğliyor.
“Kidonya'da yaz sıcağının iyiden iyiye hissedildiği sıradan bir öğle vakti, güneşin ucu yenilmiş bir lor tatlısı gibi göründüğünü ilk önce dut ağacına tırmanan çocuklar fark etti. Büyüklerine anlatmak için epey dil döktükleri bu durum, bir süre sonra tarlada çalışanlardan kapı önlerinde pinekleyen ihtiyarlara kadar Kidonya'da kim varsa herkesin dikkatini çekti. Güpegündüz ortaya çıkan uğursuz gölge büyüyerek güneşin yarısını kapladığında etraf alacakaranlık olmuştu. Şaşırtıcı, bir yandan da korkutucu bu durum, yaşı yetenlerin bunun sıradan bir güneş tutulması olduğunu söylemesiyle açıklığa kavuştu. Yine de Kidonyalılar o alacakaranlık öğleden sonrasını işi gücü bırakıp güneşi kaplayan karanlık daireyi, etrafındaki yüzük biçimindeki parlak halkayı izlemekle geçirdiler.”
Sayfa Sayısı: 176
Ralf Rothmann - Baharda Ölmek - Yapı Kredi Yayınları
Günümüz Alman edebiyatının en başarılı yazarlarından olan Ralf Rothmann, yeni sayılmayacak trajik bir hikâyeyi, savaşın doğaya ve çevreye verdiği zarar, travmanın kuşaklararası iletimi gibi, o dönemi bizzat yaşamış Grass kuşağı yazarlarında görmediğimiz yepyeni bakış açılarıyla zenginleştirerek ustalıkla anlatıyor.
Bir çiftlikte süt sağıcılığı yapan iki genç, Walter ve Friedrich İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde, zorla askere alınırlar. Alman Ordusu bozguna uğramış ama teslim olmamakta direnmektedir. Cephe gerisinde görev yapan Walter, bombalanan şehirlere, sivillerin çaresizlikten tükenişine, fiziksel ve ruhsal olarak çökmüş askerlerin iyice zıvanadan çıkışına tanıklık edecek ve barışı görebilecek, ama suskunluğuyla kuşattığı savaş travması onu hayat boyu hiç bırakmayacaktır.
“Bir keresinde ona rüyalarımdan bahsettiğimde, bana vücudumuzdaki hücrelerin bir hafızası olduğunu söylemişti, sperm ve yumurta hücrelerinin de var, dolayısıyla bu kalıtsal bir şey. Ruhsal ya da fiziksel olarak yaralanman, gelecek kuşakları etkiliyor. Yani sana isabet eden hastalıklar, yumruklar ya da kurşunlar, doğmamış çocuklarını da yaralıyor.”
Çevirmen: Esen Tezel
Sayfa Sayısı: 152
Kerem Bozkurt - Ustalara Soruyorum - Eva Yayınevi
Kerem Bozkurt, Ustalara Soruyorum adlı çalışmasıyla kültür-sanat alanında iz bırakmış ve bırakmaya da devam eden oyuncuları, yazarları, akademisyenleri, senarist ve yönetmenleri, eleştirmenleri kitabına konuk etmiş. Sinemaya, tiyatroya, felsefeye, edebiyata ve daha çok da yaşama dair sıcak, samimi bir sohbet eşliğinde ilerleyen kitap bazen bir dönem atmosferi yaratarak geçmişe tanık ediyor okuru, bazen de yeni fikirlere, düşüncelere kapı aralıyor.
“Kim ki yaratma süreci içindedir; onun adı insandır. İnsan yaratıcı doğar. Yaratmadıkça ölürsün.” -Ayla Algan
“Ayrışma sadece ikiye olsa belki buna çok kolay katlanılır. Ama ülkemizde maalesef polarizasyon oldu, yani çok bölündük ve çok parçalandık. O yüzden sanat birleştirici olmak bakımından, zamk olmak bakımından çok önemlidir.” -Metin Akpınar
“Aslında sanat tabiatı itibari ile muhalif bir şeydir.” -Müjdat Gezen
“Sanat hep barışçıldır, sanat sevgidir, sanat emeğin kutsandığı yerdir.” -Altan Erkekli
“Sanatçı aynı zamanda bir toplum lideri nereden baksan. Bir kanaat önderi, dolayısıyla yapacağı her türlü muhalefet olumlu şeyler getirebilir.” -Rasim Öztekin
“Dünyayı öyküler okuyan, filmler seyreden ve böylelikle dönüşen insanlar değiştirir.” -Ercan Kesal
“Düşünmemek bir çoraklıktır, bu çoraklık da kültürel iklimi dibe doğru çekecektir. Ülke tümüyle bitene kadar. Yani ülke yok olmaz ama insanlar en alta iner…” -Ahmet Ümit
Sayfa Sayısı: 344
Raymond Carver - Yazmak Üzerine - Can Yayınları
Tıpkı yaşarken olduğu gibi, yazarken de özensiz olmaktan vazgeçin.
Yazmayı konuştuğumuzda ne konuşuruz. Yazmak Üzerine, adı modern öyküyle eşanlamlı hale gelen Raymond Carver’ın yazın hayatını denemelerinin izinden sürüyor. Carver, kendisine sade bir dille gerçekçi öyküler yazmayı öğreten öğretmenini hatırlıyor, öykülerin aklında şekillendiği ilk anlardan söz ediyor, kendi yapıtları ve farklı yazarların kitapları hakkındaki görüşlerini her zamanki açık sözlülüğüyle dile getiriyor.
Bir yazarın nasıl ve neden yazdığını, hatta bazen nelere rağmen yazdığını ve dilini nasıl oluşturduğunu kendi hayatından örneklerle anlamaya ve anlatmaya çalışırken, okurları da benzer soruları aynı dürüstlükle düşünmeye davet ediyor. Yazmak Üzerine, Carver’ın dünyasına ve yazarlık felsefesine dair bir tanıklık, neyin söylemeye değer olduğuna ve en samimi şekilde nasıl söyleneceğine dair düşünceleri bir araya getiren dolu dolu bir seçki, öykünün ustasından bir dizi yazarlık dersi.
Çevirmen: Ayça Sabuncuoğlu
Sayfa Sayısı: 192
Comments