Mustafa Kemal Atatürk - Türkiye’nin Geleceği - Can Yayınları
Hakikaten benim gördüğüm manzarayı gördükten sonra yapılacak şey, derhal bütün kuvvetimizi, bütün önemli vasıtalarımızı, bütün servet kaynaklarımızı –ki İstanbul’da toplanmıştı– bunların tamamını bir an önce Anadolu’ya atmak ve derhal hükümeti Anadolu’ya nakletmek, ateşkes hükümlerine aykırı yapılan en ufak bir harekete karşı derhal kuvvet kullanmak gerekiyordu. Ve ben onu yapmak istiyordum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 2 Şubat 1923’te İzmir’de yaptığı bu konuşma, nutuktan çok bir liderin halkıyla sohbeti olarak okunabilir. İzmir’in kurtuluşundan kısa bir süre sonra yapılan bu toplantıda Atatürk, farklı kesimlerden insanlara hayalindeki Türkiye’yi anlatır, eğitimden kadın haklarına, dinden askeriyeye çeşitli konulardaki düşüncelerini halkla paylaşır.
İzmir konuşması, büyük badireler atlatmış bir halkın lideriyle samimi ilişkisini, liderin halkına hesap verebilirliğini göstermesi açısından da önemli bir belge.
Sayfa Sayısı: 104 / Kategori: Tarih
Mustafa Kemal Atatürk - Türkiye’nin İlk Yılları - Can Yayınları
Efendiler, geçen yıl sırasında dış siyasetimiz barış ve sakinlik vadisinde sürekli ilerleme göstermiştir. Felaketli senelerin son izleri olan askerî işgaller tamamen son buldu. Vatanın fiilen tamlığını vücuda getiren bu olaylar, milletin tarihinde daima mecburiyetiyle fakat özgüven ve iftiharıyla yaşayacaktır.
Türkiye’nin İlk Yılları, Atatürk’ün 1924-1938 arasında yaptığı, büyük çoğunluğu meclis açılış konuşmalarından oluşan bir kitap. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm yenilikleri, eğitimden sanayiye, tarımdan şehirciliğe, ekonomiden diplomatik ilişkilere tüm gelişmeleri, kısacası bir ülkenin kendini var etme çabasını yıl yıl, adım adım kurucusunun ağzından dinliyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Mart 1924’te Millet Meclisi kürsüsünden yaptığı konuşmayla açılan bu kitap, 1 Kasım 1938’de Atatürk adına Celal Bayar’ın okuduğu nutukla son buluyor.
Sayfa Sayısı: 144 / Kategori: Tarih
Alvaro Cepeda Samudio - Büyük Ev - İthaki Yayınları
Gabriel García Márquez’in de içinde bulunduğu önemli yazarlardan mürekkep Barranquilla Grubu’nun kaydadeğer isimlerinden olan, özellikle çevirmenliğini de üstlendiği William Faulkner ve Truman Capote gibi usta yazarlardan etkilenen Álvaro Cepeda Samudio, Latin Amerika edebiyatına yeni bir soluk getiren öncülerden biri.
Samudio’nun başyapıtı olarak kabul edilen ve otobiyografik detayların da rol oynadığı Büyük Ev ise Kolombiya’nın Atlantik kıyısındaki muz işçilerinin 1928 yılında başlattıkları ve ordu tarafından mermi sıkılarak bastırılan grevi temel alıyor. Tarihe kanlı harflerle geçen korkunç muz işçileri katliamı, bir ailenin iç dünyasında yaşanan etkileyici dramla kesişiyor.
Tarih ile kurgunun iç içe geçtiği, vakaların bazen yalnızca diyalogla, bazen resmi bir belgeyle bazen de bilinç akışıyla yazılmış pasajlarla anlatıldığı, geçmişten trajik bir kesitin son derece gerçekçi bir imgelemle aktarıldığı Büyük Ev, satırlar arasında saklı hazinelerle dolu bir roman; acı dolu bir tanıklık; kötülüğe karşı usul usul atılmış sağlam bir yumruk.
“Bu kitaptaki her şey, bir yazarın öfke ile özlem arasında kalan retorik ve demagojik saçmalıkların içerisinden nasıl doğru yolu bulabileceğinin muhteşem bir örneği.” –Fabio Rodríguez Amaya
“Büyük Ev güzel bir roman olmasının yanı sıra aynı zamanda cüretkâr bir teşebbüs… Latin Amerika romanına yeni ve fevkalade bir katkı sağlıyor.” –Gabriel García Márquez
Çevirmen: Süleyman Doğru / Sayfa Sayısı: 112 / Kategori: Roman
D. H. Lawrence - Dokundun Sen Bana - Yapı Kredi Yayınları
D.H. Lawrence’ın aklındaki çare, kadın-erkek ilişkileri çerçevesinde evlilik ve cinsellik konularını cesaretle ele alarak İngiliz halkını etkileyip değiştirmeye çalışmaktır. Çünkü ona göre aslında tüm Batı uygarlığı insanların içgüdülerini, bilinçaltı eğilim ve arzuları bastırıp köreltmiş, onları “yarı ölü” haline getirmiştir. Lawrence bunu, endüstri devriminin kitleleri doğadan ve öz benliklerinden uzaklaştırarak sırf akla ve maddeciliğe dayanan bir hayat yaşamaya zorlamış olmasına bağlar. Böyle bir hayat tarzı ölümcül bir hastalıktır ve tek kurtuluş yolu, Akşit Göktürk’ün Anka Kuşu’na yazdığı Önsöz’de belirttiği gibi “Ruh, kafa, gövde ayrımı gözetmeksizin, insan yaşamının her yönüne gereken önemi” tanıyan bir hayat tarzının benimsenmesidir.
Lawrence sanat hayatında bu inancını değişik biçimlerde ele aldığı on iki roman ile yetmişi aşkın öykü yazdı. Dokundun Sen Bana’da, Henry James ve Faulkner’ın pek çok eseri ile George Eliot’ın Middlemarch’ının çevirmeni ve Henry James ve Roman Sanatı’nın yazarı Ünal Aytür, bu öykülerin duygu bütünlüğü taşıyan on dördünü bir araya getirdi.
Çağının ötesinde cesarete sahip bir yazardan on dört “dokunan” öykü…
“Kimilerine, örneğin David Daiches’e göre, romanlarından da daha değerlidir öyküleri. Lawrence öykülerini çok beğenen F. R. Leavis, eleştirmenleri bunları yeterince önemsememekle suçlar.” –Mîna Urgan, D. H. Lawrence
“İçimde, günümüz ihtiyacını –İngiliz halkının gerçek ve derin ihtiyacını– karşılayacak bir tür çare olduğunu sanıyorum.”
Çevirmen: Ünal Aytür / Sayfa Sayısı: 472 / Kategori: Öykü
Toni Morrison - Görünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak/Okumayı Yazmak - Sel Yayıncılık
Görünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak / Okumayı Yazmak, kaleme aldığı kurgularla dünya edebiyatında çığır açmış usta bir yazarın, Nobel ve Pulitzer Ödüllü Toni Morrison'un düşünsel arka planının zenginliğini ve entelektüel kapasitesini ortaya koyan etkileyici bir fikirler toplamı. Sevilen, En Mavi Göz, Cennet, Caz gibi külliyatının temel taşlarını kurgularken beslendiği kaynakları açıklığa kavuşturan bu metinler, Morrison'un ırksal ve toplumsal dinamikleri ele alış biçimini, şekillendiği toplumla kurduğu derin duygudaşlığı ve entelektüel hünerini de gözler önüne seriyor.
Sanatçının toplumdaki rolünden basının işlevine, edebiyattaki tahayyül sorunundan dilin gücüne, Afro-Amerikalıların Amerikan kültüründeki varlığından ırk, cinsiyet ve küreselleşme meselelerine kadar geniş bir yelpazede seyreden, zarif üslubuyla okuru şaşırtmaktan bir an bile geri durmayan, harekete geçmeye, hayal kurmaya ve umut etmeye davet eden bir çağrı...
Çevirmen: M. Barış Gümüşbaş / Sayfa Sayısı: 408 / Kategori: Deneme
Vildan Külahlı Tanış - Çizgide Bir Kukla - Everest Yayınları
"Serçeler kondu fincanların kenarına. Gagasında mektuplar, dilinde haberlerle geliyorlardı. Ne iyi. Tırnağının ucuyla sayıları gösterdi. Üçler, beşler, yediler… Bak işte şurada, görmüyor musun? Yakın zamanda, dedi, tez vakitte. Gözlerini kapattı, dudaklarını fısır fısır kıpırdattı."
Yerle göğün arasında yorgun insanlar, birbirine değmeden kendi kuytusunda yaşayan kadın ve erkekler; hastane koridorları, ev içleri, uzayıp giden yollar; kayıplar, mektuplar, sırlar ve hayatın yumuşak yüzlü tarafından gelen affedilmişlikler. Tutkuyla sarılmak kaleme, fesleğeni incelikle sulamak, bir fotoğrafa uzun uzun bakmak, bir umudu inatla yeşertmek. Vildan Külahlı Tanış’ın ilk öykü kitabı Çizgide Bir Kukla, henüz söylenmemiş olanı, çizginin dışında kalanın kucaklanışını müjdeliyor. Kuklanın küçük hareketleri okura uzun, beklenmedik bir yolculuk sunuyor.
Sayfa Sayısı: 112 / Kategori: Öykü
Comments