Kenzaburo Oe, belirli konulara ciddi şekilde hayatını adayan bir yazar. Eserlerinde İkinci Dünya Savaşı sonrası kuşağın yaşadıkları, Hiroşima atom bombası kurbanları, Okinawa halkının mücadeleleri, engelli kişilerin karşılaştığı zorluklar, bilimsel hayatın disiplini gibi konuları işlemiştir.
Kişisel Bir Sorun (1964)
Romanın baş karakteri Bird, Afrika gezisi hayalleri kuran, Afrika haritasını hayatında odak noktası yapmış biridir. Hayallerini yaşamadan evlenir ve kendini baba olmanın bekleyişi içerisinde bulur.
Afrika hayali onun için kaçış, sığınacağı bir liman gibidir. Bu arada çocuğu beyin fıtığı hastalığı ile dünyaya gelir. Kendisini kısıtlanmış ve hayatının sonuna gelmiş gibi hisseder. Eşiyle de arası iyi olmayan Bird, bebeği başka hastaneye götürür ve orada öleceğini düşünerek hayatına geri döner. Ruhundaki sıkışmışlık hissi onun eski arkadaşı Himiko ile sevgili olmasına sebep olur. Karısı, bebeğe ne olduğunu bilmeden bir hastanede, bebek başka bir hastanedeyken Bird, Himiko ile hastalıklı bir cinsel ilişki yaşamaya başlar. Bu noktada Bird’ün gözüyle bakılırsa salt cinsellik yaşamadığını düşünebiliriz. Yaşadığı her şey, kendi ruhunda yok etmek istediği ve beyninde reddettiği düşünceleri ehlileştirmenin, o düşüncelerle baş etmenin bir yoludur. İçindeki kötülükleri, sert bir cinsel deneyimle kusmak ister gibidir, ki zaten bunu da fiziksel olarak yaşar. Ders verdiği dershanede sınıfın ortasında kusması bunun kanıtıdır.
Bird, okur için sevilmesi, empati kurulması zor bir karakter. Karısı doğum yaparken yanında bulunmayan, bebeğinin ölmesini isteyen, arkadaşıyla yaşadığı sert ilişki, alkol ile imtihanı onu bunalımlı biri haline getirir. Ama böyle karakterleri okurken çözümlemek gerekiyor. Her karakterin psikolojik açıdan iyileşmesinin dışa vurumu farklıdır. Düğüm olmuş bir yumağı çözer gibi tek tek okumak, durup düşünmek ve onu anlamak edebi doyuma ulaşmanın en güzel yolu. Bird'ün çocukluğundan gelen travmaları, yaşamak istemediği hayat şekli, evliliği ve bebek onu bu hale getiren en büyük etkenler.
Bird, bebeğin hayata tutunmasından ve Afrika hayallerinin Himiko'ya geçmesinden sonra kendiyle yüzleşmeye başlar. Bebeği öldürerek ya da ölmesini bekleyerek hayallerini yaşamanın anlamı olmadığını anlayan Bird, sorumluluklarından kaçmadan yaşamayı öğrenmeye başlar.
Romanın bu kısmında sert bir dönüş var sanki. Böylesi bir karakterin aniden kendini bulması bana garip geldi. Bird için daha farklı bir son düşünmüştüm. Oysa Bird, yaşadığı ağır günlerden sonra bebeği kabullenir, iyi olması için mücadele eder. Bebek ameliyat olur, giderek iyileşir ve yüzü Bird'e benzemeye başlar.
Kişisel Bir Sorun, yazarın hayatıyla birebir benzerlik gösteren eseri. Nasıl bir kafa karışıklığı, psikolojik bozukluk, ikilem yaşadı ki bunları yazdı diye düşünmeye gerek yok. İnsan evladının kılına zarar gelsin istemezken, büyük bir rahatsızlıkla doğması ebeveynler için elbette en büyük travma. Böyle bir şeyi yaşamak ve yazmak da ayrı bir zekâ.
Kenzaburo Oe'nin oğlu Hikari Oe, konuşamıyor ancak bu başarılı bir müzisyen olmasına engel olmamış. Hikari Oe, Japonya’nın önde gelen bestecilerinden.
Engelli olmak bir engel olarak görülmemeli. Her acının anlaşılır bir yolu vardır. Umut ve sabır her şeyin ilacıdır. Tüm engelleri özveri, inanç, sabır ve umutla aşabiliriz.
Kenzaburo Oe (1935)
Kenzaburo Oe, 31 Ocak 1935 yılında Şikoku Adası’nda doğdu. Geleneklerine bağlı bir taşra ailesinde imparatorun Tanrı olduğuna inanarak büyüdü. Japonya’nın müttefik güçlere yenildiğini ve teslim olduğunu, İkinci Dünya Savaşı’nın bittiğini radyoda imparatorun ağzından duyunca bu inancı yok oldu. Sonrasında babasının ölümüyle dünya algısı değişti, kayboluş ve yıkım duygusu hayatında yer aldı. Köyünden ayrıldı, Tokyo Üniversitesinde Fransız edebiyatı eğitimi aldı.
1960 yılında evlendi. 1963 yılında oğlu Hikari, beyin fıtığı nedeniyle engelli olarak doğdu. Eşiyle birlikte Hikari’nin yaşamayacağını, yaşasa da engelli olacağını düşündükleri için çocuğun yaşamamasına karar verdiler. Oe tam o zamanda, Hiroşima'da ölenler için yapılmış bir anıtı ziyaret ederek bu fikirden vazgeçti. Geçmişte yaşadığı olaylar ve oğlu ile yaşadığı deneyimler Oe’nin hem kişisel hem de edebiyat hayatında etkili oldu. Bu olayların etkisiyle yazdığı eserlerle Japon edebiyatında kendine özgü bir yer edindi ve 1994 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi oldu.
Oe, belirli konulara ciddi şekilde hayatını adayan bir yazar. Eserlerinde İkinci Dünya Savaşı sonrası kuşağın yaşadıkları, Hiroşima atom bombası kurbanları, Okinawa halkının mücadeleleri, engelli kişilerin karşılaştığı zorluklar, bilimsel hayatın disiplini gibi konuları işlemiştir.
Yazarla yapılan bir röportajda romanlarında oğlu Hikari'nin çok yer alması sorulduğunda şöyle cevaplamıştır:
"Kırk dört yıldır onunla birlikte yaşıyorum ve edebi anlatımımın temel yapıtaşlarından biri olan onun hakkında yazıyorum. Yazıyorum çünkü, engelli bir kişinin kendini nasıl tanıyacağını ve bunun ne kadar zor olacağını göstermek istiyorum. Çok küçükken, kendini ve insaniyetini müzik aracılığıyla anlatmaya başlamıştı. Bazı noktalarda, bazı şeyleri müzikle anlatabiliyordu. Mesela üzüntüyü. Kendini gerçekleştirme yoluna girdi ve bir süredir de bu yolda devam ediyor."
“Yazarın işi aslında palyaçonun yaptığı şeyi yapmaktır. Acı hakkında da konuşan bir palyaço...” diyen yazar, engelli oğlu ve eşiyle yaşamını sürdürmektedir.
Yazar: Sema Öklü
İnstagram: @kitapsemasi
Alıntılar
"Bu dünyada hiçbir hakkının kalmadığını düşünmeye başlayan insanlar intihar ediyor, Bird. Sen etme."
"Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar."
"Bu hakkı kendimde nasıl buldum acaba? Kişisel felaketini yaşayan bir tırtıl gibi, felaket kozasının içinden başka bir yeri göremedim. O yüzden de kozanın tek hakkının kendimde olduğunu sandım."
Yayınevi: Can Yayınları
Çevirmen: H. Can Erkin
Sayfa Sayısı: 232
Ebat: 13,5x19,5 cm
Baskı Yılı: Şubat 2022
Kategori: Roman
Özel gereksinimi çocuğu olan aileleri anlamak adına da çok güzel bir eser.. Bird gibi bir babaları olmaz umarım.. sabrın ve umudun romanı..iyi ki okuduk
Çok bıçak sırtı bir konu işlenmiş. Evlat hele de engelli bir evlat söz konusu olduğunda, ilk anda nasıl davranacağımızı bilemeyip durumu kabullenme, kabulenememe dönemi çok güzel işlenmiş. Çok açıklayıcı bir yorum olmuş👌👌❤️
Çok etkileyici bir kitaptı. Kesinlikle ön yargılı okunmamalı kitaplar. Bu kitap için de harika bir yorum bu, çünkü yazarı ve hayatını bilmeden ya da niçin yazılmış olabileceğini bilmeden okumak çok da bir şey katmayabilir okuyucuya. Gerçek bir kitap keyfi için bu şekilde düşünülmeli.