Dmitri Vasilyeviç Grigoroviç’in 1853 yılında yazdığı “Balıkçılar” Rus edebiyatının en eski eserlerinden biridir. Rus toplumunda yaşayan basit halkın sosyal gücü tanımaya başladığını, fabrika yaşam tarzını nasıl öğrendiğini, toplumdaki ahlâk geriliğini ince, basit ve renkli bir dille anlatmıştır.
Dmitri Vasilyeviç Grigoroviç (31 Mart 1822 - 3 Ocak 1900)
1822 yılında Rusya'nın Simbirsk şehrinde toprak sahibi eşraftan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Rus emekli süvari subayıydı, Fransız olan annesi Fransız Devrimi sırasında giyotinde can veren bir kralcının kızıydı.
Dmitri, babasını erken yaşta kaybedince evde Fransızca dışında hiçbir şey konuşmayan annesi ve büyükannesi tarafından büyütüldü. Sekiz yaşına kadar Rusça konuşmakta ciddi sorunlar yaşadı. Rusça derslerini hizmetçi ve köylülerden aldı.
1835'te Nikolayevsky Mühendislik Enstitüsüne kaydoldu ve burada edebiyata ilgi duymasını sağlayan Fyodor Dostoyevski ile arkadaş oldu. Dostoyevski ile edebiyatı severek yazar olmaya karar verdi. Dostoyevski'nin “İnsancıklar” romanını ilk okuyanlardan biridir. Sonrasında Grigoroviç de sevgi, dayanışma ve dostluktan başka bir şeyleri olmayan fakir Rus köylülerinin tüm yaşamını anlatan kitaplar yazdı.
Zamanında Rus kırsalında yaşayanların hayatını gerçekçi bir şekilde tasvir eden ve serflik sistemini açıkça kınayan ilk yazar olarak övülmüştür.
Grigoroviç 1850’de “İşler hiç olmadığı kadar kötü. Sansür artık çok şiddetliyken, yayınlamayı seçeceğim her şey başımı belaya sokabilir,” diye şikâyet eder. Popülerliği azalır.
Balıkçılar (1853)
Dmitri Vasilyeviç Grigoroviç’in 1853 yılında yazdığı “Balıkçılar” Rus edebiyatının en eski eserlerinden biridir. Rus kırsal çevresinde sömürücü köylü ortaya çıkışına işaret eden kitap, yazıldığı dönemde güzel tepkiler almıştır. Balıkçılar; Rus toplumunda yaşayan basit halkın sosyal gücü tanımaya başladığını, fabrika yaşam tarzını nasıl öğrendiğini, toplumdaki ahlâk geriliğini ince, basit ve renkli bir dille anlatmıştır. Yazarın güzel sanatlara ve resme olan ilgisi anlattığı her şeye yansımıştır. Realizm akımını çok güzel kullanmıştır. Toplumsal bir olayı alt tabakayı baz alarak anlatmış, insanların ruhsal durumları ve toplumsal değişim karşısında yaşadıklarını ele almış, dramatik ve tasvirleri olan bir roman yazmış. Benim de okurken en sevdiğim yönü sade olduğu kadar etkili tasvirlerdi. Bazı sayfaları özellikle not aldım. Yeni başlayan mat ve gri bir gün öyle anlatılmış ki, hayran oldum.
Tolstoy’un ünlü bir sözü vardır: “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.” Grigoroviç’in Balıkçılar'ı da böyle başlıyor. İşi olmayan, girdiği işlerde çalışmayı sevmeyen Rus köylüsü Akim, evlatlık oğlu Grişka ile uzak akrabalarının yanına gider. Sıra sıra dizili dağların olduğu bir bölgedeki Oka Nehri kıyısında balıkçılık yapan Gleb Saviniç ve ailesinin kendine göre bir düzeni vardır.
Gleb; karısı, oğulları, gelinleri ve torunlarıyla yaşadığı balıkçı barınağında Akim'i istemez. Onun ailesine zarar vereceğini söyler ama eşinin ısrarına dayanamaz, Akim’i ve evlatlığını kabul eder. Okudukça anladım ki insanlara karşı önyargılı olmamak, bir şans vermek gerekiyor. Akim aile üyeleriyle iyi anlaşır, elinden geldiğince çalışır. Gleb sert mizaçlı biridir, oğullarına ve Akim'e göz açtırmaz, işlerin yolunda gitmesi onun için önemlidir. Ataerkil bir aile yapısı içinde oğullarının yanında olmasını, beraber çalışmalarını ister.
Gleb savunduğu tek şeyi şu sözlerle dile getirir: “Bir tarım köyünde on altı yaşındaki genç, tarlada babasının yanında yerini alır. Fabrika çocuğu ise ancak mekiği tıklatmasını başarır.”
Babalarının sert yapısından, balıkçılığın getirdiklerinden hoşnut olmayan iki oğlu onu dinlemez ve yeni bir iş için evden kaçarlar. Bir süre sonra geri dönüp eşlerini de yanlarına alırlar. Gleb bu duruma çok üzülür. Düzen bozuldu diye küçük oğlunu evlendirmek ve yanında tutmak ister.
Oysa Rusya’da köylülerin düzenini bozacak şey büyük ve tehlikelidir. Sanayi devrimi ve modernleşme, kurulan fabrikalar, fabrika işçisi olanların yaşam tarzı. Grigoroviç bu devrimin getirdiği kötülükleri yarattığı Zahar karakteriyle gözler önüne sermiş. Okurken bozulan ahlaki düzeni, fabrikalarda ezilen halkı öyle net yazmış ki, zamanında okunup da düzeltilemeyen ne çok şey var diyor insan. Şimdi de öyle değil mi; ezilen, hor görülen, değer verilmeyen, insan yerine konmayan, yaptığı işte hakkını kazanamayan hep halk değil mi?
“Köylüler endüstriyel gelişim sayesinde maddi refahlarını biraz artırmış olsalar bile, bu onların saf ve geleneksel değerlerine zarar vermiştir,” diyen yazar; toprağa bağlı köylülerle, fabrikada çalışan köylüler arasında karşılaştırma yapar. Rus köylüsünün ahlaki çöküş sebebini köylülerin proletaryalaşması olarak görür.
Akim ölür, büyük oğulları eşleriyle evden ayrılır, küçük oğlu askere gider. Gleb'in emek verdiği her şey üvey evlat Grişka'ya kalır. Grişka ahlaki çöküşüyle kendisine ve ailesine büyük kötülükler yapar, sonunda nehir onu yutar.
Balıkçılar iyilerin kazandığı, kötülerin kaybettiği, batıl inançların, geleneklerin, ritüellerin anlatıldığı, aile bağlarını işleyen, bilinenin aksine rahat okunan bir Rus klasiği.
Ayrıca yayınevinin baskı ve kâğıt kalitesini çok sevdiğimi belirtmek isterim.
Yazar: Sema Öklü
İnstagram: @kitapsemasi
Alıntılar
“Büyük bir tasa içindeki insanın en içteki duygularını tasvir etmek çok zordur. Böyle anlarda insan huzurla geçmiş yıllar boyunca olduğundan daha fazla düşünecek, daha fazla acı çekecektir.”
“Çalışan bir köylü için zaman çok değerlidir. Sevinmeye, üzülmeye zaman ayıramaz.”
“İnsanın içi acıyla dolmuşsa anlayış sözleri, teselli çabaları amaçlananın tam tersi etki yapar. Kırık kalbindeki acıyı artırır sadece.”
“Tanrı tüm ormanları aynı yaratmamış ki, insanları neden aynı yaratsın?”
Yayınevi: Vakıfbank Kültür Yayınları
Çevirmen: Levent Özübek
Sayfa Sayısı: 388
Ebat: 12,5x19,5 cm
Baskı Yılı: 2019
Kategori: Roman
Karışık isimlerin uzağında, okunması keyifli bir eserdi. Yorumun için teşekkürler❤️
Çok bilinmeyen bir klasik ve okuduğum için kendimi şanslı hissediyorum 💖
Keşke daha önce okusaydım dediğim eserlerdendi. Bu doyurucu yorumla da bir kez daha iyi ki