“O gün gezdim seni ellerimle / Söyledin: Geniş vuruyor yüreğin”
“Onlar ve tüfeğimi doğrulttuğum kuşlar / Şimdi öldürme vaktim değil / Başıma omuzlarıma konun / Dudaklarımdan ve kalbimden dinleyin”
“Sordu: / dağ nicesin / günde mi gecede misin / geçmişte şimdide / yoksa gelecek bir düşte misin”
“Uyku belâdır göç içinizedir / Sabır ve zaman içinizdedir / Kadın ve çocuk içiçedir”
“Biz artık gitmeliyiz dağımıza anneciğim / Yorgun geldim savaşmadım ama / Bir ceset gibi ayaklarının dibindeyim”
“Bu ev sofrası kuruldu önce baba / Oraya pencereden ağaca ve kuşlara / ‘çünkü ağaç işarettir içimizin sorularına / kuş işarettir doğup ruhları / dev gibi sallanan çocuklara’ / Bu ev sofrası kuruldukça ana / Orada pencereden ağaca ve kuşlara / ‘çünkü ağaç problemdir çok karışık bundan böyle aklım / kuşlarsa uçar gider uzaklara’”
“Başıboş bir kamaya saplanmışım gibi / Çizilmiş bir yaşama atanmışım gibi / Kaskatı bir esirliğe çöktürülmüşüm gibi / Yüreğim böğürmek üzere gibi”
“-Düşünün zekânın doluluğunu- bir emanet olduğunu / -Kullanın çocukluğunuzu”
“-Durdurun gece hücumlarını / Artık aşk insan kalbine sığmıyor”
“Yüzünüzden var olan hurma dallarının önündeyiz / Yüzünüzden var olan güneşin önündeyiz zikrindeyiz / Ayın bir muhabbet armağanı olduğu vaktin önündeyiz”
“Parklarım vardı akşamları / Kapatırdım / Saati vurunca trenlerin beklenip gelmiyenlerin”
“Öpüşümüz gizli olmalı / Öpebilirsek uzanıp kaderlerimizden öpmeli / Sıcak gözyaşı ve şikâyetle / Ağzı konuşmaz kılan / Ağzımızda / Dilimizi şişiren ayrılık bademi”
Yayınevi: Beyan Yayınları
Sayfa Sayısı: 136
Ebat: 13,5x21 cm
Baskı Yılı: 2013
Kategori: Şiir
コメント