Limonlukta Parlayan Üç Yıldız - Edebi Tiyatro
“Tiyatrolar ki benim en sevdiğim boşluklarımdır.”
Edip Cansever / Çağrılmayan Yakup / Pesüs
"Ben Ruhi Bey Nasılım?" adlı oyun, ölümsüz şair Edip Cansever'in ‘Irmak’ şiirinden tiyatrolaştırılarak karşımıza çıkan bir drama. Oldukça uzun olan bu şiirinin sahnelendiğini ölmeden önce görmek isteyen usta şairin bu dileği ancak, ölümünden on sekiz yıl sonra gerçekleşebilmiştir. Gerçekten de belirgin teatral özelliklere sahip bu şiir ilk kez 1976'da yayımlanmış ve daha sonra "Şairin Seyir Defteri" adlı toplu şiirlerde yer almıştır.
Cansever, uzun şiir yazma tutkusunu: "Neden bazen ben uzun şiirler yazmadan edemiyorum. Hatta bazı şiirlerimde öykü öğesi de var, oyun öğesi de var, diyaloglar var düpedüz..." şeklinde açıklamaktadır.
Cansever'in şiiri birer monolog şeklinde işlenmiş. Ruhi Bey karakterini canlandıran usta oyuncu Uğur Polat, güçlü performansı ile tüm dikkatleri üzerine toplamakta ve seyirciyi oyunun içine çekmektedir.
1977'de Edip Cansever'in, Türk Dil Kurumu tarafından şiir ödülüyle taçlandırılan eser, tiyatro oyunuyla da Uğur Polat'a 2002 yılında 6. Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde en iyi erkek oyuncu ünvanını getirmiştir.
Cansever'in hayal gücünden güçlü kalemiyle aktararak yarattığı, Uğur Polat'ın eşsiz yeteneği ve kusursuz oyunculuğu ile can verdiği Ruhi Bey karakteri; iç dünyasında çalkantılar yaşayan, gel-gitleri fazlaca olan, içinde bulunduğu ikilemleri sorgulayan ve sorguladıkça bunalan, gençliğinde yaşadığı yıkıcı cinsel deneyimin iç görüntüsünü çizen bir kişiliktir. Ruhi Bey hem yalnızdır hem değildir. Onu tanıyan ama dokunmayan insanlar vardır. Bir dem kendi yaşantılarını bir dem Ruhi Bey'i anlatırlar. Bu karakterler oyun boyunca kurgunun tamamlanmasına, parçaların birleşmesine yardımcı olurlar.
Teatral bir şiir, şiirsel bir tiyatro ve şiirsel bir oyunculuk. Edip Cansever, Uğur Polat ve Ruhi Bey üçgeninde o ünlü limonlukta son bulan çarpıcı bir baş yapıt. Limonlukta parlayan üç yıldız âdeta.
Emre Albayrak
Tanıtım Bülteni
“Ruhi Bey kimdir?”, Edip Cansever’in toplumsal planda yıpranmış, tıkanmış bir zihnin dağınıklığı içindeyken karabasandan kurtulmanın aracı yaptığı dramatik bir bilinçaltı figürdür. Edip Cansever, “Çağrılmayan Yakup” ile “Tragedyalar”da denediği kalıpları yeniden kurarak kendi şiir anlayışının doruğuna çıkar, âdeta “Edip Cansever sesi”ne ulaşır.
Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey
Ölümü gömdüm, geliyorum
Bir sonbahar günüydü, geliyorum
Güneşler buz gibiydi, geliyorum
Ve bütün kötülükler
Ölümün armaları gibiydi
Size anlatırım, geliyorum
Yayınevi: YKY
Sayfa Sayısı: 112
Kategori: Şiir
Comments